BİLİŞİM SİSTEMİNE YÖNELİK SUÇLAR
Bilişim sistemine yönelik suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında, madde 243’de “Bilişim sistemine girme (yetkisiz erişim, sisteme müdahale), madde 244’de “Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme (veriye müdahale); bilişim sistemleri aracılığıyla yarar sağlama”, madde 245’de "Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması” olarak düzenlenmiş olup söz konusu suçlar:
SOSYAL MEDYA VE 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suçların nasıl/hangi yollardan işlenebileceği belirtilirken kullanılan “basın ve yayın yolu ile” deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar anlaşılmaktadır ki bu ifade sosyal medya yoluyla işlenen suçları da kapsamaktadır. Ceza Kanununda yer alan “Bilişim sistemine girme”“Bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri, yok etme”, “Haberleşmenin engellenmesi, gizliliğinin ihlal edilmesi”, “Bilişim sistemleri kullanılarak yapılan dolandırıcılık” vb. suç tiplerinden de görüleceği üzere bilişim alanı ile ceza hukukunun yolları kesişmektedir.
SOSYAL MEDYA VE 5651 SAYILI KANUN
İnternete özgü yasal düzenlemelerinin yer aldığı 5651 sayılı kanunun 8/A maddesinde yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Başbakanlık veya millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine Başkanlık tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebileceği hükme bağlanmışken madde 9’da internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan Sulh Ceza Hâkimi’ne başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebileceği belirtilmektedir. Bu hükümlerde belirtilen aykırılıklar şüphesiz ki sosyal medya dolayımlı da işlenebilmektedir.
SOSYAL MEDYA VE TÜRK MEDENİ KANUNU
Kişilik, kişiyi ve onun bu sıfatıyla haiz olduğu tüm hakları ifade etmektedir. Kişinin kişi olması dolayısıyla taşıdığı hakların tamamına kişilik hakları denmekte olup kişinin ismi, resmi, özel yaşamı, vücut tamlığı, mesleki ve ticari itibarı, şeref ve haysiyeti bu kavram altında ele alınmaktadır. O halde kişilik hakkı dediğimiz kavram; kişiyi var eden, kişiliğini serbestçe geliştirmesini sağlayan, diğer kişilerden farklılığını temin eden bütün değerler üzerindeki haktır.Kişinin kimseyle paylaşmak istemediği sır alanı ya da sadece yakınlarıyla paylaşmak istediği özel alana ait bilgi ya da belgelerin sosyal medyada, kendi rızası dışında yayınlanması ise özel yaşamına saldırı oluşturmaktadır. Bu ise en yaygın kişilik hakkı ihlallerinden birini oluşturmaktadır.
SOSYAL MEDYA VE FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU
Fikir ve sanat eserlerinin internette ve özellikle konumuz olan sosyal medyada, fikri hak sahiplerinden izin alınmaksızın ve iktibas serbestîsi kurallarına uyulmaksızın paylaşılması sonucu, 1. maddesinde sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulünü eser olarak tanımlayan ve koruma altına alan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun ihlali ve fikri sahiplerinin mağduriyeti ne yazık ki sık karşılaşılan sorunlardandır.
Sosyal medyada gözlemlenen fikri hak ihlallerinin yanı sıra, sosyal medyanın en önemli özelliklerinden birisi kullanıcılarına kendi içeriklerini üretebilme, kendi yayınlarını yapabilme, kendi fikirlerini somutlaştırabilme özgürlüğü de vermesidir. Bu bakımdan sosyal medyayı yeni ve özgür bir fikir ve eser ürünü üretme alanı olarak da niteleyebiliriz. Sosyal medya hem yeni fikir ve sanat eserlerinin üretildiği, üretilen fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmasının yapıldığı, hem de marka, eser sahipliği gibi bazı hakların da kolay bir biçimde ihlal edilebildiği alan olmaktadır. Özellikle sosyal medya ve bilişim teknolojileri kullanılarak, kişi ve kurumların fikri ve sınai hakları basit bir biçimde ihlal ve manipüle edilebilmektedir.
AFK Hukuk Bürosu olarak bilişim hukuku konularında hizmet vermekteyiz.