DENİZ TİCARETİ HUKUKU
Özellikle uluslararası ticaretin ve buna bağlı olarak uluslararası taşımacılığın en önemli unsuru olan deniz ticareti Türkiye’de etkinliğini ve önemini her geçen gün arttırmaktadır. Kıtaları birbirine bağlayan deniz yollarına ve boğazlara sahip olması ile ticari olsun olmasın deniz üzerinde yapılan seyrüseferde Türkiye kilit bir konumda olup; bu da Türkiye’yi başta navlun sözleşmesi kaynaklı uyuşmazlıklar olmak üzere, kurtarma, çatma, deniz kirliliği, klavuzluk ücretleri, demuraj sorunları, gemi adamı alacakları, haksız fiiller, kulüp sigortası (P&I Club Insurance),vb. birçok hukuki problemlerin çözüm merkezi haline getirmektedir.
Diğer taraftan özellikle yetki ve/veya uygulanacak hukuk şartının yer aldığı navlun sözleşmelerinde ise uyuşmazlıklar, Yargıtay’ca aranan unsurların varlığı halinde Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da yer alan Deniz (İhtisas) Mahkemesi’nde çözümlenmekte; buna karşılık bu gibi uyuşmazlıklar çoğunlukla İngiltere veya Amerika Birleşik Devletleri gibi Tahkim Merkezi ülkelerde çözüme kavuşturulmaktadır.
Türkiye aynı zamanda büyük, kapasiteli ve nitelikli birçok tersaneye sahiptir. Nitekim diğer gemi inşaları ile birlikte özellikle yat inşasında Türkiye dünyanın önde gelen bir ülkesidir. 10 milyonlarca dolar değerindeki bu araçların imalatından kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlık da uzman bir kadro ile titiz çalışmayı zorunlu kılmaktadır
Deniz Ticareti Uyuşmazlıklarında gerek Türkiye gerekse diğer denizci ülkelerdeki en temel sıkıntı, gemilerin kolay bayrak ülkelerine tescilli olması ve gemi mülkiyetinin de off-shore olarak yurt dışında kurulan ticaret şirketlerinin mülkiyetinde gösterilmesidir. Bu uygulama deniz ticareti uyuşmazlıklarında ciddi bir engel teşkil etmekte ve birçok halde hak sahibinin hakkını arama istek ve azmini ortadan kaldırmaktadır ki, bu yola başvuran denizci şirketlerin en temel amacı da zaten budur. Böyle bir durumda ilk olarak başlangıçta sözleşmenin yapılması aşamasında alınacak önlemlerle ileride doğması muhtemel bu gibi mağduriyetlerin bertaraf edilmesi mümkün olduğu gibi; bu şekilde önlem alınmamış olması halinde ise özellikle yabancı dillere hakim, teorik bilgi ve doktrine vakıf, uluslararası iş takiplerinde tecrübeli, dinamik ve diğer denizci ülkelerdeki danışmanlık/avukatlık ofisleri ile irtibatlı bir kadro aracılığı ile, takibi imkansız görünen, küçük veya büyük bir talebin takip ve tahsili mümkün olmaktadır.
Afk Hukuk Bürosu olarak, deniz ticareti danışmanlığı alanında uzman akademik bir danışman kadroyu barındırmaktadır. Bu kadro yukarıda verilen uyuşmazlıklarda mahkemelere yüzlerce bilirkişi raporu hazırlamış; birçok dosyaya hukuki görüş (mütalaa) sunmuş engin bilgi ve tecrübeye sahiptir. Nihayet diğer denizci ülkelerde irtibatlı olduğumuz danışman ve gerek olursa danışmanlık/avukatlık aracılığı ile yurtdışındaki tahkim ve ulusal yargı mercilerinizdeki uyuşmazlıklarınıza hızlı ve kesin çözümler sunma yetkinliğiyle işin tasfiye ve takibini sağlamaktayız.